Nott:Hikayemi karakterin ağzından anlatılacak.
Ben Diana.16 yaşında bir prensesim.Annem gibi bir leydi olmak istiyorum.Ama beni kimse tanımaz.Ailem beni 5 yaşında bir olay yüzünden beni saklamayı seçtiler.Benim tek bir hayalim var.Dışarıdaki dünya ile tanışmak.Ben kendi kendime büyüdüm.Kendi kendime arkadaşlık ettim.Köşkümüz çok büyük gizli odalar bile var.Ama o odaları sadece ben biliyorum...Alında ileride olacakları biliyorum.Ama son bir içinde görmemeye başladım.Şuna bakacak olursak herkes prens veya prenses olmak ister.Ben normal biri olmak istiyorum.Yok prensesmişte makyajiymışta.Alt kattan annem seslendi.
"Diana.Tatlım yanıma gelebilir misin?"
"Geliyorum anne."Annem yine ben rahatladığım zaman yanına çağırır.
"Efendim."dedim ve eteğimin ucundan tutup ona selam verdim.
"Tatlım.Biz birkaç günlüğüne kraliyet toplantısına gideceğiz."
"Tamam anne"dedim.Aslında bu güzel bir haber.Çünkü onlar gidince koskoca köşk bana kalıyor.O sırada babam geldi.Ve babam bana sımsıkı sarıldı.
"Kendine iyi bak Diana.Köşkü sağlam bulmak istiyorum." dedi ve güldü.
"Tamam babacım."diyip güldüm.
Annem ve babama son defa sarıldım.Zaten o sırada gittiler.Yavaşça merdivenden çıkarak kendi odama geldim.Yatağımın başınındaki yeni okumaya başladığım romanı aldım.Genç bir kızın hikayesini anlatıyordu.Romanı okurken uyuya kalmışım..
Bayan Anna'nın sesiyle uyandım.
"Küçük hanım yemek hazır sizi bekliyoruz."
"Geliyorum Bayan Anna"dedim.Bayan Anna orta yaşlı bir kadın.Genelde siyah pantolon ve beyaz bir gömlek giyer.Tatlı bir kadındı.Yemek odasında birçok kılıç vardı.Aradan baya bir bir zaman geçti.ama bayan anna veya yemek gelmedi.
"Bayan Anna yemek nerde?"cevap gelmedi.
"Bayan Anna" diye tekrarladım.İçimdeki bir ses kılıcı almamı söylüyordu.Babamın benden sakladığı kılıcı.Ne zaman dokunmak istesem kızardı babam.En sonunda kılıcı aldım ve mutfağa doğru yavaş adımlarla ilerlemeye başladım.Kapıya gelmeden kapıdan uşağımız Bay Adam çıktı.İğrenç bir şekilde sırıtıyordu.
"Prenses Diana" dedi yavşak bir şekilde.
"Bayan Anna nerde?"dedim.Herşeye karşı elimdeki kılıcı bırakmadık...Hala iğrençce sırıtıyordu..Bir kere parmak şıklattık.Arkadan üstü kapalı tepsiler gelmeye başladı.Beni baş köşeye oturttular.Tepsileri masaya yerleştirdiler.Bay Adam tam karşımda ayakta duruyordu.Elimde siyah sıvı olan birşişe sallıyordu.Şişeyi önümdeki tepsinin yanına bırakta.Ve tepsinin üstünde örtüyü kaldırdı.Kendimi kusmamak için zor tutuyordum.Bu bir...Beyindi.Tahminim kadarıyla bu Bayan Anna'ya aitti.
"Bu...Bu ne?"dedim kekeleyerek.
"Sizin kadar güzel bir leydiye güzel bir yemek."
"S-sen bir manyaksın!"diye bağırdım.Hiç umursamadan elini masaya attı.Ve siyah sıvının olduğu şişeyi elini aldı.Aniden eliyle kafamı geriye iktirdi.Zar zor nefes alıyordum.İğrençe gülüyordu.Şişeyi ağzıma boşalttı.Sanki bütün vücudum yanıyor gibiydi.Sonra beni bıraktı.Elimdeki kılıcı kavrayıp.Karnına batırdım.Defalarca batırdım.Her kan çıktığında zevk alıyordum.Masaya baktım.Tepsilerdeki bir organı aldım...Bilinçsızce yere çöktüm.Uzun sarı saçlarım kana değdiyi yerler kızıllaşıyordu.Saçlarımın dipleride kızıllaştıktan sonra çoktüyüm yerden kalktım.Elimdeki kılıcıda organıda tutuyordum.Organı ağzıma götürdüm.Ve yedim.Kahkaha atarak merdivenlerden çıkarak odama geldim.Dolabıma doğru yöneldim ve kapısını açtım.
Üst kısmı büzgülü dizime kadar gelen siyah bir elbise giydim.Kan Kırmızı başlığı olan birşey giydim.Aynaya doğru baktım.Kırmızı gözlerim kızıl saçlarım kan kırmızı başlığım siyah elbisemle gülmsedim.
"Çok Güzelsin Kızıl Leydi"